-
BLOGU OKUMAYA BAŞLAYINTÜRKERBAŞFikirlerİnsan Yönetimi nihayet hak ettiği önemi kazanmaya başladı. Diğer yandan zihinler oldukça karışık. Büyük beklentilerle hayata geçirilen uygulamalar, işleri çıkmaza sokuyor. "Sihirli formüller" hayal kırıklığı yaratıyor. İyi niyetli çabalar dahi sonuç vermiyor.
Bu blogu, yaşanan bu karmaşanın azaltılmasına katkı sağlamak için yazıyorum. Umarım fikirlerim yararlı olur.Devam Edin

29 Ocak 2016
Gallup’un ABD’deki 5.4 milyon profesyonel üzerinde yaptığı araştırma sonuçları, çalışanların % 52’sinin işlerini sevmediğini, % 18’inin nefret ettiğini gösteriyor. Geçen yıl Yeni İK Danışmanlık Grubunun, 20 bin profesyoneli içeren araştırması da Türkiye için benzer sonuçlar ortaya koymuştu. Yani bir bisikletin üzerinde 10 kişi düşünün: 3’ü pedalları çeviriyor, 5’i çeviriyormuş gibi yapıyor, 2’si frene basıyor. İşte
Yazıyı Oku

12 Aralık 2015
Yaklaşık altı yıl önce danışmanlığını yaptığımız çokuluslu bir şirketin yönetim kuruluna Y Kuşağı hakkında kısa bir sunum yapmıştım. Sunum tamamlandıktan sonra kurulun yabancı üyelerinden birinin, “Eğer bu çocuklar hocanın anlattığı özelliklere sahiplerse, bizim kültürümüze zarar verirler, bu bakış açısına sahip olanları işe almayalım, gerekirse kadrolar boş kalsın” dediğini hatırlıyorum. O dönemde bir üst düzey yöneticinin,
Yazıyı Oku

12 Aralık 2015
Saatlerce beklemekten yorgun düşmüştü İpek. Sabahtan bu yana yaşadığı sıkıntı ve stres sanki ömründen on yıl götürmüştü. O asil, havalı görüntüsünden eser kalmamıştı. Herkesi kendine hayran bırakan yeşil gözlerinin feri sönmüş gibiydi. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, şimdi de kalbi yerinden çıkacak gibi atmaya başlamıştı. “Ne var?” dedi kendi kendine “Heyecanlanacak bir şey yok!” Daha önce
Yazıyı Oku

04 Aralık 2015
Marka denildiğinde akla sunulan vaat gelir. Bir markanın değerini sunduğu vaadin kapsamı ve bu vaadi yerine getirme düzeyi belirler. Özetle markanın hedef kitlesi için anlam taşıyan bir şeyler vaat etmesi ve bu vaadi yerine getirebilmesi çok önemlidir. Örneğin BMW müşterilerine güç ve performans, Volvo güvenlik, Mercedes prestij vaat eder. Fakat bu markaların gücü söz konusu
Yazıyı Oku

27 Kasım 2015
Türkiye’de hemen hemen tüm şirketler, iyi niyetli, iyi eğitimli İK profesyonellerinin yoğun çabalarına rağmen artan yetenek problemleri ile mücadele ediyor. Özellikle yüksek nitelikli çalışanları çekmek ve elde tutmak pek çok şirketin temel gündemi haline gelmiş durumda. İK birimleri, söz konusu sorunun çözümü için, kariyer haritaları, performans teşvikleri, ödül sistemleri gibi çok sayıda yaklaşımı hayata geçiriyorlar.
Yazıyı Oku

20 Kasım 2015
2023 yılına kadar kişi başına milli geliri 25 bin doların üzerine çıkarmaya odaklandık. Bu hedefi gerçekleştirebilmek için basit bir hesapla yıllık ortalama % 9 büyüme gerekiyor. Ancak bu yıl büyümenin % 2’lerde kalması, hedefin nasıl tutturulacağına ilişkin tartışmaları alevlendirdi. Bir grup “durgunluk geçici, istikrarı koruyalım” derken, bir diğer grup, büyümenin önündeki engellerin kaldırılarak gaza basılması
Yazıyı Oku

14 Kasım 2015
“İK Doğru Adayları Nasıl Iskalıyor?” başlıklı yazımda adayların görüşmeciler üzerinde yarattıkları ilk izlenimin tüm süreci domine ettiğini ve sağlıklı karar alma imkânını ortadan kaldırdığını ileri sürmüştüm. Maalesef ilk bir, iki dakikada iyi bir izlenim yaratmayı başaran adaylar kolay sorularla görüşmeyi sürdürürken, bunu başaramayan adaylar adeta “ağızlarıyla kuş tutsalar” başarılı olamıyor. Görüşmecilerin adaylar hakkında çok çabuk
Yazıyı Oku

05 Kasım 2015
Araştırmalar Türkiye’deki İnsan Kaynakları (İK) problemlerinin büyük ölçüde işe alımla başladığını ortaya koyuyor. Yani daha başlangıçta hata yapıyoruz. Ve bu hatalar çok basit olmalarına rağmen maalesef telafileri oldukça güç. Görüştüğüm pek çok İK profesyoneli, işe alım sürecinin etkili çalıştırılması halinde bir şirketteki İK problemlerinin en az yüzde 50 oranında azalacağına inanıyor. Diğer yandan problemin kaynağına
Yazıyı Oku

05 Kasım 2015
1995 yılında Gümrük Birliği Anlaşması’nın imzalandığı günü hatırlıyorum. Türkiye bu tarihi anı, öğle saatlerinde başlayan havai fişek gösterileriyle kutlamıştı. Takip eden dönemde Avrupa Birliğinin, Türkiye’ye karşı izlediği olumsuz politikalara, küçük düşürücü söylemlere rağmen, bu umut ve heyecan hiç azalmadan yaklaşık on yıl sürdü. Bugün ise, çok farklı bir tablo söz konusu. Türkiye İstatistik Kurumunun gerçekleştirdiği
Yazıyı Oku

05 Kasım 2015
BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) ülkeleri, küresel ekonomik krizden neredeyse sıyrık almadan kurtuldular ve talepteki düşüşe rağmen büyüme hızlarını koruyorlar. Goldman Sachs, 2004 yılında yayınladığı raporda, BRIC’in 2050 yılında G7 ülkelerinin toplamı bir ekonomiye ulaşacaklarını öngörmüştü. 2009 yılında bu öngörü, 2032 yılına çekildi. Şimdi bu güce, muazzam büyüme hızı yakalayan Güney Kore de katıldı. Artık
Yazıyı Oku
Daha Fazla Göster